Demirören: “Beşiktaş’ın Bugünü de Geleceği de Aydınlıktır"
Beşiktaşımız’ın
başına geldiği günden beri kulübümüzün geleceğini garanti altına alan
birçok projeyi gerçekleştirerek tarihe geçen, 2008-2009 sezonunda asla
unutmayacağımız çifte şampiyonluk sevincini camiamıza yaşatan
Başkanımız Yıldırım Demirören, Beşiktaş Dergisi’nin Eylül sayısında
birlik ve beraberlik sağlandığında yakalanan başarıları vurgularken,
yine önemli projeleri gerçekleştirmeye devam edeceklerinin müjdesini
verdi.
Başkanlığa seçildiği
tarihten itibaren, gece-gündüz demeden canla-başla kulübümüzün başarısı
için çalışan Yıldırım Demirören, ne mutlu ki camiamıza çifte
şampiyonluk yaşattı. Aynı zamanda tesisleşme konusunda atılan adımlar
ve branşlarda elde edilen başarılarla da gurur duymamızı sağlayan
Başkanımız Demirören ile “Hayatımın en büyük anlamı” dediği Beşiktaş’a
hizmetlerini konuştuk.
31 Mayıs 2004 tarihinde Beşiktaş Jimnastik Kulübü Başkanı
seçildiğiniz günden itibaren tüm branşlarda kazanılan kupalar burada...
Bu kupalara bakınca neler görüyorsunuz, neler hissediyorsunuz?
Bu
kupalar, bizim gece gündüz verdiğimiz emeğin, zor günlerimizin ödülü...
Gurur duyuyorum elbette... Beşiktaş’ın içinden gelen bir başkan olarak,
Beşiktaş’a kazandırdığımız her şey; tesisler, kupalar, hayata
geçirdiğimiz tüm projeler beni sonsuz mutlu ediyor. Beşiktaş’a hizmet
etmek benim hayatımdaki en önemli unsur, hayatımın en büyük anlamı...
Bütün bu kupaların içinde sizi en çok hangisi mutlu ediyor?
Bu
yıl kazandığımız iki kupanın yeri ayrı... İki kupayı birden kazanmak
her başkana nasip olacak bir başarı değil çünkü... Aynı zamanda
Beşiktaş’ın iki kupayı 19 yıl sonra bu dönemde kazanmış olması, bu iki
kupanın camiamıza yaşattığı mutluluk da benim için çok önemli. Ancak
sadece futbolda kazandığımız bu iki kupa değil; benim dönemimde
branşlarda elde ettiğimiz tarihi kupalardan da gurur duyuyorum...
Hentbolda, satrançta, tekerlekli sandalyede, bayan basketbolda Beşiktaş
tarihinin ilk kupalarını kazandık. Bunlar da benim için çok anlamlı ve
değerli...
Amatör branşlarda kazanılan kupalardan söz açılmışken; siz
göreve geldiğiniz ilk günden itibaren Beşiktaş’ın logosunun olduğu her
branşta şampiyonluğu, başarıları hedeflediğinizi söylemiştiniz.
Beşiktaş
Kulübü için amatör branşları, Beşiktaş logosunu taşıyan bütün takımları
tartışmasız çok değerli ve önemlidir. Biz amatör branşlarımıza destek
verdik, onlar da bu desteği karşılıksız bırakmadılar. Müzemizi
kupalarla, madalyalarla doldurdular. Binlerce gence spor yapma olanağı
tanıyor olmak, onların sağlıklı yetişmesine katkıda bulunmak bile
kupalar kadar anlamlıdır. Ancak herkesin kabul etmesi gerekiyor ki,
amatör branşların futbol gibi geliri yok. 3-4 milyon dolar harcadığınız
bir branşın 1 lira geliri yok. Bu nedenle sponsorluk çalışmalarına
ağırlık veriyoruz. İlk başta bize karşı çıkanlar oldu ancak biz bu
konuda da Türk Sporu’na öncü olduk. Bizim başlattığımız sponsorluk
çalışmalarını diğer kulüpler de takip etti. Amatör branşlarımızın
yaşaması, daha büyük başarılara imza atması için sponsorluk gelirlerini
artırmak zorundayız. Bu konuda gücü olan bütün Beşiktaşlılar’ı da
amatör branşlarımıza sponsor olmaya, destek olmaya davet ediyoruz.
İnönü’yü yenilediniz, Akatlar ve 50 yıllık Fulya projesini
de hayata geçirdiniz. Özellikle Fulya Süleyman Seba Kompleksi’nin
açılış kurdelesini keserek tarihe geçtiniz. Açılış günü yaşadığınız
heyecana ve mutluluğa şahidiz. Tesisleşme anlamında Beşiktaş’a
kazandırdıklarınız ile ilgili neler söylemek istersiniz?
En
büyük şampiyonluğumuz Fulya... Sadece bugünün Beşiktaşlılar’ına değil,
gelecek nesillere de en büyük armağanımız... Hakkı Yeten, Mehmet
Üstünkaya, Süleyman Seba, Serdar Bilgili gibi değerli Beşiktaş
başkanlarının uğruna emek verdiği bu dev projenin açılışını yapma
mutluluğunu yaşadık. 106 yıllık tarihimizde, son 50 yıldır hayalini
kurduğumuz bu projenin benim dönemimde tamamlanmış olması hayatımın
sonuna kadar taşıyacağım en önemli gurur kaynağım. Küresel marka olma
vizyonuyla, Türk sporu ve Beşiktaş için daha nice önemli yatırımlara
imza atmaya devam edeceğimizi bir kez daha bu vesileyle dile getirmek
istiyorum.
Yeni hedefleriniz neler?
Beşiktaş için hedefler
bitmez... Bu yıl olduğu gibi Beşiktaş bayrağını en yükseklerde
dalgalandırmak, yeni başarılara, şampiyonluklara imza atmak, BJK İnönü
Stadı projesini, Kartalcell’i hayata geçirmek, yeni sosyal projelere
imza atmak öncelikli hedeflerimiz.
Beşiktaş’ın formasında maddi kazanç beklemeksizin Türk Kızılayı’nın ismini taşıması tüm Beşiktaşlılar’ı gururlandırdı...
Dünyada
bunun örnekleri sayılı... Türkiye’de bu uygulamayı halkın takımı
Beşiktaş’ın başlatması, bu anlamda da bir ilke imza atması, Beşiktaş’ın
değerlerine sahip çıktığımızın en açık göstergesidir. Bu tam da
Beşiktaş’a yakışan, tüm camiayı mutlu eden, Beşiktaşlılığın ne olduğunu
somut bir şekilde anlatan bir uygulama oldu.
Camiaya verdiğiniz sözleri yerine getirdiniz. Sizin camiadan ve taraftarlarımızdan beklentileriniz nelerdir?
Beşiktaş
taraftarının üstünlüğünü, ayrıcalığını herkes kabul ediyor. Takımını
yürekten destekleyen, Beşiktaş’ı bir yaşam felsefesi olarak benimseyen
çok özel bir taraftarımız var. Ancak Beşiktaş’ın hem ülkemizde hem
Avrupa’da çok daha büyük hedefleri gerçekleştirebilmesi için
taraftarlarımıza düşen önemli görevler bulunuyor. Birincisi;
taraftarımız sadece maça gelmekle yetinmemeli, kulübe sahip çıkmalı.
Milyonlarca Beşiktaşlı var. Her bir taraftar Beşiktaş için ayda 10
dolar harcasa, kulübün ekonomik yapısı çok daha güçlü bir hale gelir.
Her taraftar, ekonomik gücüne göre kulübüne destek olmalı. Kimi bir
dergi alabilir, kimi bir forma, kimi kombine kart alır, kimi sponsor
olur. Her Beşiktaşlı’nın Beşiktaş için yapabileceği bir şeyler mutlaka
vardır. İkincisi de; taraftar futbolda elde edilen haftalık neticelere
göre hareket etmemeli. Beşiktaş iyi günde de kötü günde de hep
hayatımızın içinde olmalı. Camiamızdan taraftarımızdan en önemli
beklentim de budur. Her zaman söylediğim gibi birlik beraberlik içinde
hareket ettiğimiz zaman Beşiktaş’ın önünde durabilecek engel yok.
Beşiktaş Camiası belki de uzun yıllar sonra bu yıl gerçek
anlamda kenetlendi ve bunun neticesinde 2009 Beşiktaş’ın yılı oldu; 50
yıllık Fulya projesi hayata geçti, sezonu iki kupayla tamamladık...
Herkes
başarı gelirse birlik ve beraberliğin gerçekleşeceği inancını taşır.
Oysa birlik, beraberlik gelirse başarı gelir. Beşiktaş bu yıl camia
olarak kenetlendi, hedeflerimize ulaştık. Bu birlikteliğin bundan sonra
da devam edeceğine olan inancım sonsuzdur. Bu yılki beraberliğimizin
ardından gelen başarılarımız bütün camiamız için unutulmayacak,
unutulmaması gereken bir örnektir.
Yeni sezonla ilgili neler söylemek istersiniz?
Ben
ve ekibim, en zor günlerde bile başarıya inandık. Neticesinde, biraz
önce de söylediğim gibi, hem camiamız içerisinde hem de futbol
takımımızda sağladığımız birlik, beraberlik ve dayanışma ile çok önemli
bir başarıya imza attık. Çifte şampiyon unvanını elde ettik. Ve ne
mutlu ki bu başarıya koşarken takımımızın başında olan Mustafa Denizli
ile yolumuza devam ediyoruz. Aynı zamanda evladımız Nihat Kahveci başta
olmak üzere, birbirinden yetenekli oyuncuları kadromuza dahil ettik.
Beşiktaş ruhunu, Beşiktaş duruşunu, Beşiktaş’ın kimliğini oluşturan
geleneklerini sahaya yansıtan yeni takımımızın da, Beşiktaş Tarihi’nde
yer alan efsane kadrolardan biri olacağına yürekten inanıyorum. Bu
sezon unvanlarımızı korumanın yanı sıra Şampiyonlar Ligi’nde de
Beşiktaş’ın adını daha yukarılara yazdırmak için mücadele edeceğiz.
İnanıyorum ki, daha çok çalışacağız ve fazlasıyla hak ettiğimiz bütün
başarıları bu sezon da bir bir yaşayacağız.
Bir kelime ile söylemeniz gerekirse; Beşiktaşlı olmak sizin için nedir?
Ayrıcalıktır.
Son sözde Beşiktaş Camiası’na nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
Beşiktaş’ın bugünü de geleceği de aydınlıktır.